Sen pis bir solucansın.

Ayakkabı ve topuk fetişistiyim. Yüksek topuklu ayakkabıların çıkardığı gürültüyü seviyorum ve onlarla bir şeyleri ezmeyi daha da çok seviyorum.

Tabanlarımın altında farklı dokular hissetmek beni güçlü, yüce, her şeyi ve herkesi ayaklarının altına alabilen bir tanrıça gibi hissettiriyor.

İtaatkarımı küçük düşürme düşüncesi beni heyecanlandırıyor. Aşağılamanın her itaatkârın yaşam tarzında büyük bir rolü vardırVe her biri bunu kabul etti. Eğer aşağılanmaya hazır değilseniz, o zaman yanlış yerdesiniz ya da buna hazır değilsiniz demektir.

Topuklu ayakkabılarımla bahçede yürümeyi seviyorum, Toprağa batma hissini seviyorum. Kısa bir yürüyüşten sonra ayakkabılarıma bakıyorum ve tamamen kirli, toprak dolu olduklarını görüyorum.

Kirli tabanlarla ilgili beni heyecanlandıran şey, sonrasında İtaatkarıma onları temizlemesini emredeceğim.. Onları nasıl temizlediği umurumda değil ama sonuca bakacağım. Eğer beni tatmin ederse onu ödüllendireceğim. Değilse, sonuçtan memnun olana kadar temizlemeye devam etmesini emredeceğim. Genel olarak beni hayal kırıklığına uğratmaz, her zaman beni mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapar.

Neyse ki onun da topuklu fetişi var.. Bu nedenle ayakkabılarımla ilgilenmeyi çok seviyor. Bu onun yapmaktan hoşlandığı ve zevk aldığı bir şey. Yüksek topuklu ayakkabılar, botlar ve günlük ayakkabılardan oluşan geniş bir koleksiyonum var.

Neye bastıysam, tek kelime etmeden, şikayet etmeden her şeyi temizler. Ne olursa olsun her isteğime itaat eder ve yerine getirir. Yeryüzünde yürürken bile orada, ayaklarımın dibinde, bir solucan gibi emirlerimi bekliyor. Bu gerçek bağlılıktır, bu 100% rolüne derinden bağlı ve saygıyı hak eden bir itaatkârdır.